Gezgin Olmanın 14 Altın Kuralı

traveller5

Seyahatleriniz,Gezileriniz bu 14 kuralı uyguladıktan sonra çok farklı bir hal alıcak ;
1) Seyahat ettiğiniz yerin aslında başkalarının evi olduğunun farkına varın,Hatta bir süreliğine orası sizin de eviniz olsun. Yabancı olduğunuzu unutun ve sanki her gününüzü orada geçiriyormuş da birkaç gün izninizi şehri tanımaya ayırmışsınız gibi hissedin.

2) Seyahate başlamadan önce gideceğiniz yer hakkında biraz araştırma yapın.Sokak sokak, her heykeli her kafesiyle şehri ezberleyin diyen yok. Ama hem heyecanınızı canlı tutmak hem de az biraz kendinizi hazırlamak adına iki göz gezdirin, araştırın.
3) Oranın kültürünü anlayın.Saçma, anlamsız gibi sözcükleri bir süreliğine lügatınızdan çıkarın. El kol hareketleri, mimikler, giyim kuşam her şey alışık olduğunuzdan farklı olabilir ama zaten bu farklılığı görmek için burada değil misiniz?
4) İşinizi kolaylaştıracak ve yerel halka basit iletişim kuracak kalıp cümleler öğrenin.Gittiğiniz yerin dilini şakır şakır konuşmanıza gerek yok ama restoranda siparişinizi çat pat verebiliyor olsanız ya da şuraya nasıl giderim diye sorup geri kalanını anlamasanız hoş olmaz mı?

5) Yeni insanlarla tanışın.Sizin gibi seyahate çıkmış olanlar da olabilir ama en güzeli oralı birileriyle arkadaş olabilmek. Size gittiğiniz yeri en etkili şekilde tanıtabilecek olanlar tabii ki oranın yaşayanlarıdır.
6) Gittiğiniz yere özgü, oraya ait hatıralar toplayın.Mesela Paris’e gidip Eyfel Kulesi anahtarlığı alıp dönmeyin. Bir Fransız olsanız kendinize yani bir yabancıya hatıra olarak ne alırdınız? Bunu keşfedin!

7) Otelde kalmak yerine orada bir evde misafir olarak konaklayın.Gezgin olmanın ön koşulu kısa ya da uzun fark etmeden orada kaldığınız süreyi gerçekten oradan biriymiş gibi geçirebilmek, öyle hissedebilmek. Otel odasında bunu yapabilmeniz oldukça zor.
8) Tadı ve görünüşü alışılmadık olsa da yerel yiyecekleri deneyin.Biliyoruz çerez niyetine kızartılmış böcek yemek size oldukça uzak ama o kadar insan yiyor da bir şey olmuyorsa size de olmaz, rahat olun.
9) Derin bir nefes alın ve bulunduğunuz yerin atmosferini hissedin.Tatildesiniz ve en önemlisi siz bir gezginsiniz. Zaman kısıtlamanız yok, yetişmeniz gereken bir yer, sizi bekleyen birileri yok. Durup kendinizi dinleyin, bu yeni yeri en ince detayına kadar içinize işleyin.

10) Planlardaki değişikliklerden ve anlık kararlardan çekinmeyin.Trenler kaçırılmak, müzeler kapalı günlerine denk getirilmek içindir. Yapacak bir ton başka şey bulabilirsiniz.
11) Seyahate beraber çıktığınız turist grubuyla dolaşmak yerine kendi kendinize dolaşın.Yarım saat şehir meydanı, kırk beş dakika çarşı gezmece sonrasında bir saat yemek molası… Eveet zamanımız doldu otobüslere! Gerek yok bunlara, keyif sizin, zaman sizin.
12) Bir yere ulaşmak için bilinen yollardan değil ara sokaklardan ve bol bol yürüyün.Yorulmadan olmuyor maalesef bu işler. Harita, navigasyon elbette yardımcınız olacak ama rastgele yol sorduğunuz birinin tarif ettiği kestirmeyi kullanırken semt pazarına denk gelmenin keyfi bir başka!

13) Toplu taşımayı kullanın.Yürüyerek varamayacağınız noktalar elbet olacak. Alın büfeden beş binimliği otobüs metro aktarmayla gidin gideceğiniz yere.
14) Kaybolun.Sağa dönü sola dön diye hatırlayın, 48 numara yerine 58 numaraya binin ama ne yaparsanız yapın mutlaka kaybolun!