Çanakkale’de Bir Cennet Asos

Çanakkale’nin güneyinde, Edremit Körfezi’nin kıyısında yer alan Ayvacık ilçesinin Behramkale Köyü, Assos olarak da bilinmektedir. Bu bölge adını hemen köyün az ötesindeki, ülkemiz için büyük bir kültürel miras olan Assos Antik Kenti’nden almaktadır. Dolayısıyla da Assos’ta gezilecek antik kentler, ören yerleri, Yunan mitolojisine konu olmuş efsanevi yerler ve eşsiz doğal güzellikler vardır.
Nasıl Gidilir?   
İstanbul’a 400 km, Ankara’ya 720 km, İzmir’e 240 km, Ayvalık’a 120 km. mesafedeki Assos’a direkt otobüs seferleri bulunmamaktadır. Çanakkale, Ayvacık, Küçükkuyu ya da Altınoluk’a ulaştıktan sonra Assos’a saat başı kalkan minibüslerle ya da taksi ile ulaşılabilmektedir. Çanakkale-Ayvacık arası 45 dakika sürmektedir. Ayvacık-Assos 17 km, Küçükkuyu-Assos 60 km. mesafede bulunmaktadır. Çanakkale üzerinden otomobiliyle gidenler Çanakkale’ye gelince İzmir yolundan devam ettikten sonra yolun sağında Ayvacık ve Behramkale levhaları gelince sağa dönmelidir. Ayvacık’a gelince Behramkale–Assos tabelalarını takip etmelidir. Yaklaşık 20 dk. sonra Assos’a ulaşılmaktadır.

ASSOS
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde, Edremit Körfezi’nin kıyısında, volkanik kayalıklar üzerinde ve bu tepenin yamaçlarında kurulmuş antik kenttir. Denizden hemen yükselen sarp kayalıklar üstüne kurulu kentin denizden yüksekliği yaklaşık 238 metredir.Bu yükseltiden tam karşısındaki Midilli adası ve masmavi Ege Denizi çok net olarak görülmektedir.
Antik Çağ’ın önemli liman kentlerinden olan Assos’ta, kazı çalışmalarında elde edilen veriler ışığında M.Ö 7. yüzyıl başlarından itibaren yerleşim olduğu kesinlik kazanmıştır. Assos’u yerleşim yeri olarak seçerek kentin burada inşa edilmesindeki en önemli etken, hem denize hem karaya hâkim konumda yer almasıdır. Şehrin güneye bakan kısmı dışında kalan kısımları olukça yüksek ve kuvvetli surlarla çevrilmiştir. Toplam uzunluğu 3.200 metre olan surların yüksekliği yer yer 14 metreyi bulmaktadır. Surlarda andezit taşı kullanılmış olup taş işçiliği oldukça dikkat çekicidir. Bugün bu surların kalıntılarını görmek mümkündür.  Kentin doğu ve güney kısımları sarp bir vadi ile ayrılmaktadır. Assos, bağımsız olduğu dönemde para basmıştır. Bilinen en eski Assos parası M.Ö 6.yüzyılda basılmıştır. Bazı paraların bir yüzünde Athena başı, öbüründe grifon işlenmiştir. Medusa başı, aslan başı, üzüm salkımı ve bir kuğu işlenmiş Assos paraları da vardır. Tarih boyunca Yunan, Makedon, Pers dönemlerinde yerleşim yeri olan bölge Orta Çağ’da terk edilmiştir. Ünlü filozof Aristotales M.Ö. 348 yılında ilk felsefe okulunu burada kurmuştur. Şehrin en yüksek yerinde yer alan düzlükte M.Ö. 6. Yüzyılda kurulan ünlü Athena tapınağı kentin en değerli kalıntılarındandır ve sütunları hala zamana meydan okumaktadır.  Assos’un günümüze ulaşan kalıntılarından biri de liman olup, bu küçük limanın mendireği ve rıhtımı halen kullanılmaktadır.

BEHRAMKALE KÖYÜ
Behramkale Köyü’nün kuruluşu Osmanlı dönemine dayanmaktadır. Assos Antik Kenti, yüzünü güneye yani denize dönmüşken, köyün yerleşimi sırtını kentin yamaçlarına yaslamış ve kuzey yönündedir. Köy antik kent surları içinde yer alması, antik kenti ziyarete gelen yerli, yabancı misafirlerin ilgisini çekmektedir. Sadece 150 haneli bir yerleşim merkezi olan Behramkale Köyü, yaklaşık 30 senedir sit alanı olarak koruma altında olduğu için yeni bina inşa etmek yasaktır. Sadece var olanlar restore edilebilmektedir. Alınan bu önlemler sayesinde köy sokakları tarihi dokusunu korumaktadır. Köy içinde konaklamak isteyenler için pansiyon, otel seçenekleri bulunmaktadır. Çoğu manzaralı, tarihi dokuyu yansıtan bu mekanlarda vakit geçirmek oldukça keyiflidir. Assos Antik Kenti, ören yeri girişi köyün üst kısmında yer almaktadır. Buraya taşla kaplı bir yokuşu yürüyerek varılmaktadır. Bu kapıdan girince Athena Tapınağı’na ulaşılmaktadır. Ören yerine çıkan yokuş üzerinde, köylü kadınların evde ürettikleri çeşitli malzemeleri sağlı sollu sattıkları tezgahları görülmektedir. Assos etrafından toplanan otlar, zeytinyağları, ev tarhanası ya da el işçiliği danteller, şallar, küçük hediyelik eşyalar tezgahları süslemektedir. Bunların yanında köyün sahip olduğu miraslardan biri Hüdavendigar Köprüsü bir diğeri ise Hüdavendigar Camii’dir. 14. yyda 1. Murat Hüdavendigar tarafından inşa edilen köprü Tuzla Çayı üzerine kurulmuştur. Köprünün kemerleri hala orijinalliğini korumaktadır. Camiden bahsedecek olursak; yine Osmanlı sultanı 1. Murat Hüdavendigar tarafından 14.yy ‘da yaptırılmıştır. Osmanlı’nın kendine özgü eserlerinden olan cami tek kubbeli ve kare planlı olarak inşa edilmiştir. Camiinin bir önemli özelliği de Anadolu’da bilinen ilk alçı mihraplardan birine sahip olmasıdır.